Yazıma başlamadan önce kızı Özgül Hilal Destici’nin TBMM’de kadroya aldırdığı ve 100 bin TL olan bir maaşla işe başladığı haberleri ardından düzenlediği basın toplantısında, evet, kızının mecliste işe girdiğini ama maaşın 100 değil, 37 bin TL. olduğunu pişkin, pişkin ve tehditkâr bir açıklama ile doğrulayıp, savunan ve son seçimlerde Cumhur İttifakı çatısı altında ayrı listeyle seçime giren BBP’nin Genel Başkanı Mustafa Destici aday olduğu İstanbul 1. Bölge’de yüzde 1 oy alıp, yeniden milletvekili seçilemeyen Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici’nin bu açıklamasını izlerken, ‘Benim kızımdan bahsedenler önce kendi çocuklarına, yakınlarına baksınlar. Onlar kimi nereye koymuşlar, kimler nerde ne işler almış, önce onu desinler. Bu yönde benim elimde liste var’ demesini izlerken, memleketin halinin ne halde olduğunu özetiyle karşılaşıyordum.
Çünkü aynı duruma benzer son bir durumda benim memleketimde de yaşanmış ve bu yönde sorumuza aldığımız cevap ‘Ya Fakirciğim ben meclis üyesi oldum diye değil, aldığı puanla spor müdürlüğüne girmiş gelinim’ diyen siyasinin bir benzeriydi Ardahan’ın Göle İlçesine bağlı Köprülü Beldesinde partilisinin belediye başkanı olduğu ‘vatan-millet-sakarya’ yı ağzında düşürmeyen Destici’nin o savunması..
Neyse burayı geçip, balık hafızalı toplumun 12 Bin 500 liralık maaşa şükür etmesi için whatsapplarına gelen hazır resimli cuma mesajlarına ‘amin’ demesine izin verelim derken MHP Lideri Bahçeli’nin elini öpmek için resmi üniforma ile iki büklüm olan Emniyet Özel Harekat Başkanı Süleyman Karadeniz’i de bizde, görmezden gelelim ‘Zaten zorda olan belalı başımıza ne gelir, ne gelmez’ diyerek..
Ve kendi gündemimize, ormanları doğranan, yolları bozuk, takımı sahipsiz ama para yok hizmet ondan yok’ demelerine karşın popçulara, türkücülere, seyyar organizatörlere milyonlar akıtılan şenliklere, festivallere koşar ayak giderek cırtık attığımız memlekete, Ardahan’a gelelim..’ diyerek..
Çünkü geçtiğimiz gün yayınladığımız ‘Yollar onarılmıyor, Ormanlar doğranıyor! Kimse duymuyor.. başlıklı haberimiz üzerine beni arayan bir okur resimde görülen yolun AK Parti Göle İlçe Başkanı Sinan Karatay’ın köyü, yani Yanaltlı (Varginis) köyünün yolu olduğunu söylüyordu. Yani yollar başta olmak üzere, var olan sorunların çözümün de yetkili ve birinci sorumlu iktidarın temsilcisinin köy yolu olduğunu söylüyordu.
Evet, Göle Dernekler Federasyonu Başkanının Eren Küpeli’nin bir kaç kişi ile birlikte video, fotoğraflarla belgeleyip, ortaya koyduğu benim de bir gazeteci olarak işimi yapıp, gerek yerelde gerek ise ulusalda haber olarak gündeme taşıdığım ve Ardahan’ın bir çok yolunun durumunu ortaya koyan bu köy yolunun AK Parti Göle İlçe Başkanı Sinan Karatay’ın köyünün yolu olduğunu kendisine de teyit ettirdiğim o yol ve O yollarda sorumlu iktidarın ve o iktidarın ilçe temsilcisinin köyünün yoluymuş..
‘Memlekete hiç bir hayrı, yatırımı olmayan arkadaşın yılda bir iki kez geldiği memleketin sorunlarını şow yapar gibi gündeme taşımasının doğru olmadığını, bunu yapmadan önce bunun nedenin ne olduğunu gelip, bizlerden, yetkili kurumlardan yani birinci ağızdan bilgi aldıktan sonra yapsaydı daha iyi olacaktı’ diyen AK Parti Göle İlçe Başkanı Sinan Karatay’ın ‘Evet, o köy yolu benim köyümün yolu. ‘Doğrudur. Ama arızalı Asfalt planeti yeni yapıldı, yağmurlar dolaysıyla asfalt üretilemediği için biraz gecikme oldu. O yolu bozan arazi toplulaştırma için arazilere yol açan DSİ’nin ağır tonajlı araçlarıydı. Merak etmeyin kendi köyümün yolu başta olmak üzere, tüm köy yolarının kış gelmeden yapılıp, onarılıp asfaltlanacağından kimsenin şüphesi olması, Ki başta partime oy vermeyen köylerin yolları olmak üzere, bir ok köy yolunda bu yönde çalışma başlatıldı ve devam ederken birileri de gelip, buralarda şow yapmasın’ açıklamasına devam eden AK Partili İlçe Başkanı Karatay’ın bu açıklamasına bakınca Nasrettin Hoca’nın dediği gibi ‘Sende haklısın’ mı demeli miyim acaba diye de düşünmedim değil..
Ha bu arada bir gazeteci olarak sıkça duyduğum şu ‘Birinci ağız, yetkili’ kelimesine de gülmedim değil. Çünkü bir gazeteci olarak iyi bilirim ki; İlçe Başkanının dediği O birinci ağız ve yetkililerin bugüne kadar yaşanan onca olumsuz durum kendilerine sorulduğunda ‘He ya.. Evet ya.. Doğrudur ya… ‘ dediğine de şahit olmadığım gibi tam tersine memleketimde ki meslektaşlarım ve birinci ağız denen yetkililerin gözlerinde ki pembe gösteren gözlükleri çıkarmış gibi görünseler de gelişen teknoloji sayesinde o her şeyi pembe gösteren gözlüklerin yerine gözlerine lens taktıklarını da iyi biliyorum.
Evet, Ardahan’da yaşanan sorunları gündeme getirdiğimiz de mevcut iktidarın ve o iktidarların temsilcileri milletvekili, il, ilçe başkanları ve o iktidarların atadığı vali, kaymakamlar başta olmak üzere, bir çok siyasi ve yöneticinin bize ve onca olumsuzluğu belgeleri ile ortaya koyanlara bir hayli kızdığını biliyoruz..
Ama bizim işimizin her şeyi güllük, gülistanlık göstermeye çalışanların demeçlerini değil, onların yapması gereken işleri hatırlatmak, gündeme taşımak ve çözümü için gerekli yerlere ulaştırmak olduğunu bilinmesi gerek..
İşte size en güzel örnek binlerce yerli yabancının de gelip, gördüğü, ‘Bu nasıl şehir?’ dediği türkülere konu olmuş olan bir türlü gül açmayan Ardahan’ın yollarıdır..
Başta Ardahan’ın iktidar milletvekili olmak üzere iktidarın İl temsilcilerinin köylerinin yolları gibi bu sorunları gündeme taşımaya çaba gösteren bizim de köylerimiz olan Harziyanların yollarının da olağanüstü bozuk olduğunu yazmak, Posof’un Kafkaslara giden yolunun yıllardır bitmeyen Ardahan-Kars, Ardahan-Çıldır, Ardahan-Hanak-Damal yolları gibi bozuk olduğunu ve bunlar gibi köy yollarının da geçit vermediğini yazmak suçsa evet, ‘Yolları ve onca yaşananları görmüyor musunuz? demeye devam ediyoruz.
Ha bu arada Ardahan ile birlikte vilayet olan ve havaalanı yapıldığı gibi Ardahan’ın tam tersi göç alıp, büyümeye devam eden Iğdır’ın futbol takımı da 1. Lige çıkmış..
Bizimkiler ise; ‘Arkadaşlar Ensar Öğüt’ün mühürlenen otelinin olduğu Halilefendi’de Ayı görülmüştür, kovanlarınıza dikkat’ diyen Arıcılık Birliğinin bir türlü tanıtamadığı balının adının verildiği BAL ligin de mücadele eden futbol takımının da BAL kutusundan bir türlü çıkamadığı ve yeni başkan aradığı şu günlerde 3. ve 2. ligi geçip, 1. Lig’e yükselirken takımın lige katılması için katılım parasını vermeyenlerin, belediyeyi icraya verenlerin takıma başkan adayı olabilecekleri yönünde birde haber alıyoruz.
Vay be.. Hala veterinerler odası olmayan, barosunun bizzat benim tetiklememle, şu an barış çıkarmasının yapıldığı 50. yılını kutladığımız Kıbrıs’ta Büyükelçi olan Feyzioğlu’nun büyük katkıları ile kurulduğu esnada tüm davetlerimize karşın bu yönde yapılan ziyaretlere ve toplantılara gelmeyen ve bugüne kadar bu takımın yaşadığı sorunlara el atmayanların, ‘Evet, ben Serhat Ardahan Spor’a adayım. Aha şimdilik 2 Milyonda ayırdım. İzin verirseniz ben başkan olayım, takıma 3. lige çıkarmaya çalışayayım..’ değil, ‘Olabilir’ ısmarlama haber zorlamasıyla reklam yapma derdinde olduklarını da görüyoruz, değil vekil olmayı, muhtar bile olmayanların her adıma takos olduğu bahtı kara, gözleri pembe lenslerle kaplıların çok olduğu memleketimde, ‘yaşananları görüyor musunuz?’ diye..
Ne diyelim?.. Hayırlı olsun.. Alın o takosu da başınıza çalın demekten öte..